EDITÖRYAL YORUM | |
1. | Avrupa Kardiyoloji Derneği Miyokart Revaskülarizasyonu Kılavuzu 2014 güncellemesi ne yenilikler getirdi? What is new in the European Society of Cardiology 2014 update on myocardial revascularization guidelines? Aylin YıldırırPMID: 25655843 doi: 10.5543/tkda.2015.27612 Sayfalar 1 - 6 Makale Özeti | |
2. | Akut Pulmoner Emboli Tanı ve Tedavi Kılavuzu (ESC 2014) Acute Pulmonary Embolism Diagnosis and Treatment Guidelines (ESC 2014) Leyla Elif SadePMID: 25655844 doi: 10.5543/tkda.2015.73780 Sayfalar 7 - 11 Makale Özeti | |
3. | 2014 Avrupa Kardiyoloji Derneği Aort Hastalıkları Kılavuzu’nda öne çıkanlar Highlights from the 2014 European Society of Cardiology Guidelines for Aortic Diseases Musluhittin Emre Erkuş, Recep DemirbağPMID: 25655845 doi: 10.5543/tkda.2015.15943 Sayfalar 12 - 17 Makale Özeti | |
ARAŞTIRMA | |
4. | Hipertansiyonlu ve normal tansiyonlu kişilerde kan basıncı değişkenliği ile nötrofil/lenfosit oranı arasındaki ilişki The relationship between neutrophil to lymphocyte ratio and blood pressure variability in hypertensive and normotensive subjecs Barış Kılıçaslan, Hüseyin Dursun, Sermin Kaymak, Mehmet Aydın, Cenk Ekmekçi, İbrahim Susam, Öner ÖzdoğanPMID: 25655846 doi: 10.5543/tkda.2015.10594 Sayfalar 18 - 24 Amaç: Kan basıncı (KB) değişkenliği hipertansiyonda (HT) hedef organ hasarı ve kardiyovasküler olaylarla ilişkilidir. Bu çalışmanın amacı KB normal olan kişiler ve yeni tanı konmuş hipertansiyonlu olgularda KB değişkenliği ile nötrofil/lenfosit oranı (N/L oranı) arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Çalışma planı: Bu kesitsel çalışmaya yeni tanı konan hipertansiyonlu ve KB normal 150 kişi (63 erkek, ortalama yaş 52.1±5.2 yıl) alındı. Tüm hastalara 24 saat tansiyon Holter cihazı (24s-THC) ile KB izlemi, transtorasik ekokardiyografi tetkiki ve biyokimyasal kan testi yapıldı. 24s-THC’dan elde edilen verilere göre hastalar dört gruba ayrıldı. Grup 1= Normal tansiyonlu dipper (ND), Grup 2= Normal tansiyonlu nondipper (NN), Grup 3= Hipertansiyonlu dipper (HD), Grup 4= Hipertansiyonlu non-dipper (HN). Bulgular: En yüksek N/L oranı değeri HN grubunda elde edildi (p=0.005 ve ND, p=0.046 ve NN ile p<0.001 ve HD). N/L oranı ND, NN ve HD gruplarında benzer bulundu. N/L oranı ile gece sistolik KB (r=0.178, p= 0.031), gece diyastolik KB (r=0.176, p=0.032) ve ortalama KB değişimi (r=-0.246, p=0.003) arasında korelasyon saptandı. Çoklu doğrusal regresyon analizinde ortalama KB değişkenliği yüksek N/L oranının bağımsız öngördürücüsü olarak saptandı (β=0.186, %95 GA=0.918-0.982, p=0.044). ROC eğrisi analizinde N/L oranı >2.7 seviyesi, non-dipper HT’yi %83 duyarlılık ve %65 özgüllükle tahmin ettirmektedir (ROC eğrisi altındaki alan=0.653, %95 GA=0.565- 0.741, p=0.001). Sonuç: Bu çalışmada, N/L oranı KB değişkenliği ile ilişkili bulunmuştur. N/L oranı HT’ye bağlı artmış kardiyovasküler olayları öngörmede kullanılabilecek bir parametre olarak ön plana çıkmaktadır. |
5. | Kronik obstrüktif akciğer hastalığında perikart sıvı birikimi mortalite öngördürücüsüdür Pericardial effusion predicts mortality in patients with chronic obstructive pulmonary disease Can Yücel Karabay, Gokhan Gol, Arzu Kalayci, Alev Kilicgedik, Merve Ciftci, Hakan GunenPMID: 25655847 doi: 10.5543/tkda.2015.27109 Sayfalar 25 - 30 Amaç: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) tüm dünya ülkelerinde giderek artan önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Perikart sıvı birikimi (PSB) ise özellikle pulmoner arter hipertansiyonunda ölümün öngördürücüsü olduğu kanıtlanmış güncel bir konudur. Bizim bu çalışmadaki amacımız KOAH’lılarda PSB varlığının ölüm öngördürücüsü olup olmadığını saptamaktır. Çalışma planı: Çalışmamıza 488 KOAH’lı hasta ve 50 olguluk kontrol grubu alındı. Başlangıçta KOAH’lıların 37’sinde (%7.5) PSB saptandı. Bütün hastalar ortalama 12 ay (1-16 ay aralığında) takip edildi. Sağlıklı kontrol, PSB(+) (n=37) ve PSB(–) gruplarının (n=451) solunum fonksiyon test sonuçları ve ekokardiyografi verileri karşılaştırıldı. Bulgular: PSB(+) grupta sağ ventrikül fonksiyonlarının daha bozuk olduğu, pulmoner arter basıncının daha yüksek olduğu saptandı. Kaplan-Meier sağ kalım analizinde ortalama bir yıllık takipte PSB(+) grupta mortalite daha yüksekti. (PSB(–) grupta 139 (%30.8) PSB(+) grupta ise 21 (%56.8) log-Rank p değeri: 0.009). Ayrıca regresyon analizinde artmış yaş, oksijen kullanımı ve PSB’nin varlığı artmış mortalite riski ile ilişkili bulundu. Sonuç: KOAH bulunan kişilerde ortalama bir yıllık takipte, PSB varlığı mortalite için bağımsız öngördürücüdür. |
6. | Çok kesitli bilgisayarlı tomografi ile saptanan sol ön inen arter miyokart köprülerinin morfolojik ve fonksiyonel özellikleri ile koroner arter hastalığı ilişkisinin değerlendirilmesi The morphologic and functional features of LAD myocardial bridging at multi detector computed tomography coronary angiography: correlation with coronary artery disease Alper Aydın, Rahmi Çubuk, Mehmet Mahir Atasoy, Tayfun Gürol, Ozer Soylu, Bahadır DağdevirenPMID: 25655848 doi: 10.5543/tkda.2015.23672 Sayfalar 31 - 37 Amaç: Çalışmamızın amacı çok kesitli bilgisayarlı tomografi (ÇKBT) ile saptanan sol ön inen arter (LAD) miyokart köprülerinin (MK) morfolojik ve fonksiyonel özelliklerini ve koroner arter hastalığı ile ilişkisini geriye dönük olarak değerlendirmektir. Çalışma planı: Çalışmaya ÇKBT ile koroner anjiyografi yapılan 191 ardışık hasta dahil edildi. Koroner lezyonlar ve MK’nin morfolojik özellikleri (derinlik, uzunluk, koroner ağzına olan uzaklığı) incelendi. Bulgular: Çok kesitli bilgisayarlı tomografi ile LAD’de 41 hastada (%21.5) MK tespit edildi. MK proksimalinde aterosklerotik lezyon %49 (20/41) oranında saptandı. MK segmentinin derinliği ile sistolik baskının derecesi arasında istatistiki olarak anlamlı ilişki saptandı (r=0.538, p<0.01). MB segmentinin koroner ağzından uzaklığı ile sistolik baskının derecesi arasında ilişki saptanmadı. MK segmentinin uzunluğu ile sistolik baskı derecesi arasında ilişki saptanmadı (r=0.058, p=0.721). MK’nin morfolojik özellikleri ile proksimal bölümde saptanan koroner arter hastalığı arasında ilişki bulunamadı. Sonuç: Çok kesitli bilgisayarlı tomografi ile MK’nin fonksiyonel ve morfolojik özellikleri iyi bir şekilde belirlenebilir. MK olan koroner segmentinin derinliği, baskı derecesi ile ilişkili olup MK özellikleri ile MK’nin proksimal bölümünde gözlenen koroner arter hastalığı arasında ilişki saptanmamıştır. |
7. | Foramen ovale açıklığının perkütan kapatılmasıyla tekrarlayan kriptojenik inmenin önlenmesi; manyetik rezonans görüntüleme ve Holter monitörizasyonu ile bir yıllık izlem çalışması Prevention of recurrent cryptogenic stroke with percutaneous closure of patent foramen ovale; one year follow-up study with magnetic resonance imaging and Holter monitoring Ahmet Hakan Ateş, Hamza Sunman, Kudret Aytemir, Hikmet Yorgun, Uğur Canpolat, Mehmet Akif Topcuoğlu, Kader Karlı Oğuz, Levent Şahiner, Ergün Barış Kaya, Lale Tokgözoğlu, Giray Kabakçı, Ali OtoPMID: 25655849 doi: 10.5543/tkda.2015.68148 Sayfalar 38 - 46 Amaç: Bu çalışmada, foramen ovale açıklığının (FOA) perkütan yolla kapatılmasının tekrarlayan inmeleri önlemesi ve yeni aritmi oluşumuna etkisi manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve Holter monitörizasyonu ile değerlendirildi. Çalışma planı: Tüm hastalar birden fazla kez MRG ile tanısı doğrulanmış inme veya geçici iskemik atak geçirmişlerdi. Sağdan sola geçişin olduğu FOA tanısı, transözofajiyal ekokardiyografi (TÖE) ve transkraniyal Doppler ile gösterildi. Manyetik rezonans görüntüleme ile değerlendirme, FOA kapatılmadan önce ve bir yıl sonra yapıldı. Yirmi dört saatlik Holter monitörizasyonu işlemden önceki bir ay içinde ve işlemden sonra altıncı ayda yapıldı. Bulgular: Daha önce MRG ile tespit edilmiş serebral iskemik olayı olan 47 hastada (25 kadın, ortalama yaş: 38.7 yıl) FOA, perkütan yolla kapatıldı. Bir yıl sonra yapılan TÖE ile hiçbir hastada kalıcı sağdan sola geçiş izlenmedi. On dört aylık izleme sonucunda yeni serebrovasküler olay veya MRG’de yeni lezyonlar görülmedi. Holter monitörizasyonu ile aritmi insidansı işlem sonrasında anlamlı derecede artış göstermedi (p=0.917). Sonuç: Klinik ve MRG ile yapılan bir yıllık izleme sonucunda, perkütan yolla FOA kapatılan hastalarda tekrarlayan iskemik olay ve işleme bağlı ciddi bir komplikasyon görülmemiştir. Ayrıca Holter monitörizasyonu, işleme bağlı aritmi insidansında işlem öncesine göre artış olmadığını göstermiştir. |
EDITÖRYAL YORUM | |
8. | PFO’yu kapatalım mı? Should we close PFO? Hakan GüllüPMID: 25655850 doi: 10.5543/tkda.2015.91471 Sayfalar 47 - 48 Makale Özeti | |
ARAŞTIRMA | |
9. | Sol ventrikül geometrisi diyabetli hastalarda koroner akım rezervini etkiler Left ventricle geometry affects coronary flow reserve in diabetic patients Gülhan Yüksel Kalkan, Mustafa Gur, Zafer Elbasan, Ahmet Oytun Baykan, Osman Kuloğlu, Durmuş Yıldıray Şahin, Taner Şeker, Filiz Ekşi Haydardedeoğlu, Ömer Şen, Hakan Uçar, Sinan Kırım, Murat ÇaylıPMID: 25655851 doi: 10.5543/tkda.2015.59432 Sayfalar 49 - 57 Amaç: Bu çalışmamızda yeni diabetes mellitus tanısı konmuş hastalarda sol ventrikül geometrik paternleri ile koroner akım rezervi (KAR) arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Çalışma planı: Çalışmamıza yeni diabetes mellitus tanısı konmuş 116 hasta ile sağlıklı 31 olguluk kontrol grubu dahil edildi. Tüm hastalara ekokardiyografik değerlendirme yapıldı. Diyabetli hastalar sol ventrikül kitle indeksi ve göreceli duvar kalınlığına göre dört gruba ayrıldı (NG: Normal geometri; KR: Konsantrik remodelling; EH: Ekzantrik hipertrofi; KH: Konsantrik hipertrofi). KAR koroner hiperemik diyastolik en yüksek hızının istirahatteki en yüksek hıza oranı olarak hesaplandı. Bulgular: Kontrol grubu ile kıyaslandığında diyabetli hasta grubunda KAR azalmış bulundu (p<0.05). En düşük KAR, kontrol grubu ve diğer gruplar kıyaslandığında KH grubunda saptandı (p<0.05, hepsi için). Aynı zamanda, KAR değeri KR ve EH grubunda NG ve kontrol grubuna göre daha düşük bulundu. İki değişkenli analizde KAR, sol ventrikül geometrisi ile (r=-0.449, p=0.001), sol ventrikül kitle indeksi (r=-0.401, p<0.001), göreceli duvar kalınlığı (r=-0.247, p=0.008), HbA1c (r=-0.576, p<0.001) ve mitral kapak E/A oranı ile (r=0.239, p=0.01) ilişkili bulundu. Çok değişkenli analizde, KAR sol ventrikül geometrisi (β=-0.449, p<0.001), sol ventrikül kitle indeksi (β=-0.192, p=0.016) ve HbA1c (β=-0.576, p<0.001) ile bağımsız ilişkili saptandı. Sonuç: Yeni diabetes mellitus tanısı konmuş hastalarda KAR bozulmuştur. Bu bozulmanın derecesi normal geometriden konsantrik hipertrofiye doğru artmaktadır. Bu durum diabete bağlı miyokardın yapısal yeniden şekilllenmesinin KAR üzerine etkili olabileceğini düşündürmektedir. |
EDITÖRYAL YORUM | |
10. | Diyabetli hastalarda sol ventrikül yeniden şekillenmesi koroner akım rezervini etkilemektedir: Mekanizması nedir? Left ventricular remodeling impacts coronary flow reserve in diabetic patients: what is the mechanism? Bahar PiratPMID: 25655852 doi: 10.5543/tkda.2015.93604 Sayfalar 58 - 59 Makale Özeti | |
ARAŞTIRMA | |
11. | Atriyum fibrilasyonlu (AF) hastalarda AF yönetimi ve kardiyovasküler risk profilinin değerlendirilmesi: Uluslararası, gözlemsel, kesitsel REALISE AF çalışması Türkiye verileri Evaluation of atrial fibrillation (AF) management and cardiovascular risk profile in AF patients: data from Turkish patients in the international observational cross-sectional REALISE AF trial Erdem Diker, Gokmen Bellur, Nurten Yildiz, Cemil Izgi, Lisa Naditch-brûléPMID: 25655853 doi: 10.5543/tkda.2015.93530 Sayfalar 60 - 74 Amaç: Atriyum fibrilasyonlu (AF) hastalar AF kontrolü ve kardiyovasküler (KV) risk profili açısından değerlendirildi. Çalışma planı: Türkiye genelinde 40 merkezden toplam 510 hasta (ort. (SS) yaş: 67.1 (12.3) yıl, %55.1’i kadın) ile tek vizit temelinde gerçekleştirilen bu çalışmada; hastaların demografik özellikleri, AF’nin özellikleri, Avrupa Kalp Ritmi Birliği (EHRA) AF kardiyak semptom sınıflamasına göre semptom sıklığı ve skoru, AF kontrolü, kardiyovasküler (KV) risk profili, AF tedavisi ve uygulanmakta olan tedavi yaklaşımlarının kanıta dayalı kılavuzlarla uyumu değerlendirildi. Bulgular: Vizit gününde sinüs ritmi (%10.2) veya kalp hızının (KH) ≤80 vuru/dakika (%29.2) olduğu AF şeklinde olmak üzere AF kontrolü hastaların %39.4’ünde mevcuttu. Kalıcı AF (%56.0) en sık gözlenen AF tipi olup, semptomlar V0 öncesi (%78.8) veya V0 esnasında (%56.5) olmak üzere hastaların %89.2’sinde tespit edildi. Yaş (%72.4) ve hipertansyion (%70.0) en önemli KV risk faktörleri olarak saptandı. Hız ve ritm kontrol stratejilerinin kayıt vizitinde hastaların sırasıyla %76.5 ve %19.2’sinde seçildiği belirlendi. Ort. (SS) EQ-5D skorları VAS için 63.1 (19.8) iken yararlanım endeksi için 0.62 (0.4) olarak bulundu. Sonuç: Uluslararası, gözlemsel, kesitsel ve öncü çalışma niteliğindeki REALISE AF çalışmasına Türkiye’den katılan AF’li hastaların gerçek yaşamdaki tedavi uygulamalarını yansıtan bu çalışmada, AF kontrolünün optimal düzeyde sağlanamadığı ve bu durumun hastalarda semptom sıklığı, fonksiyonel bozukluk ve yaşam kalitesi değişimlerinin yanı sıra KV olaylar nedeni ile hastanaye başvuru ve müdahale gereksiniminde artışa yol açtığı tespit edilmiştir. |
OLGU BILDIRISI | |
12. | Bir hastada ameliyat sonrası iki adet kardiyak psödoanevrizma Double cardiac pseudoaneurysm in a postoperative patient Tahereh Davarpasand, Ali HosseinsabetPMID: 25655854 doi: 10.5543/tkda.2015.06777 Sayfalar 75 - 77 Mitral kapak ve aort kökü replasmanından sonra mitral-aortik intervalvüler psödoanevrizma nadir görülen bir komplikasyondur. Mitral kapak replasmanından sonra sol ventrikül psödoanevrizması da seyrek görülen bir komplikasyondur. Burada, başvurusundan altı yıl önce Bentall operasyonu ve mitral kapak replasmanı geçirmiş, transözofageal ekokardiyografide sol ventrikülde iki adet psödoanevrizma ve mitral-aortik intervalvüler fibroz saptanan 48 yaşındaki bir kadın hastayı tanımlıyoruz. |
13. | Akut lenfoblastik lösemili hastada dasatinib kullanımına bağlı pulmoner hipertansiyon: Olgu sunumu Dasatinib-induced pulmonary hypertension in acute lymphoblastic leukemia: case report Gülten Taçoy, Atiye Çengel, Zübeyde Nur Özkurt, Sedat TürkoğluPMID: 25655855 doi: 10.5543/tkda.2015.41763 Sayfalar 78 - 81 Pulmoner hipertansiyon (HT) ortalama pulmoner arter basıncının 25 mmHg’nin üzerine çıktığı patolojik durumdur. Pulmoner arteriyel hipertansiyon ise prekapiller pulmoner HT tipi olup, farklı etiyolojik nedenlere bağlı ortaya çıkan, benzer patolojik ve klinik bulgulara neden olan hayatı tehdit eden, pulmoner vasküler direncin yükselmesi ile karakterize bir durumdur. Dasatinib ikili Src/Abl kinaz inhibitörüdür ve imatinibe göre BCR/ABL kinaz afinitesi daha yüksektir ve kronik myelositik lösemide ve Filadelfiya kromozomu pozitif olan akut lenfoblastik lösemide (ALL) kullanılmaktadır. Biz ALL tedavisinde dasatinib kullanımına bağlı olarak pulmoner HT gelişen ve bosentan kullanımı ile düzelen olguyu tartışmayı amaçladık. |
14. | On yedi kilogram ağırlığında bir çocukta “Evolution Sistemi” kullanılarak transvenöz lead’in başarıyla çıkarılması Successful transvenous lead extraction using the Evolution System in a 17-kg child Yakup Ergül, İsa Özyılmaz, Alper Güzeltaş, Hasan Tahsin TolaPMID: 25655856 doi: 10.5543/tkda.2015.65188 Sayfalar 82 - 85 Lead çıkarma işlemleri ile ilgili yeni teknikler gelişmesine rağmen, çocuk hastalarla ilgili bilgiler sınırlı olup işlem başarısızlığı ve ciddi komplikasyon riski hala çok yüksektir. Bu yazıda, beş aylıkken ameliyat sonrası AV tam blok nedeniyle başka bir merkezde transvenöz tek odacıklı ventriküler pacemaker yerleştirilmiş olan yedi yaşındaki çocukta büyümeyle ilişkili lead gerilmesi, mekanik basıyla ilişkili önemli triküspit yetersizliği gelişmesi ve aynı zamanda bataryanın bitmesi nedeniyle pacemaker ve lead çıkarılıp eş zamanlı “SelectSecure lead” içeren çift odacıklı pacemaker yerleştirilen hasta sunuldu. Doğumsal kalp hastalığı olan çocuk hastalarda lead çıkarma işlemi düşük kiloda bile Evolution Sistemi kullanılarak yapılabilir. Led çıkarıldıktan sonra yeni lead olarak SelectSecure lümensiz ince lead kullanımı ile venöz obstrüksiyon riski azaltılabilir gibi görünmektedir. |
15. | Kalp tamponadı ile ortaya çıkan nadir yerleşimli dev kist hidatik An uncommon localization of a giant hydatid cyst presenting with cardiac tamponade İrfan Şahin, Berk Özkaynak, Burak Ayça, Ertuğrul OkuyanPMID: 25655857 doi: 10.5543/tkda.2015.59207 Sayfalar 86 - 88 Kist hidatiğin kalp tutulumu nadir görülmektedir ve uzun yıllar semptomsuz kalmaktadır. Bulunduğu bölgeye bağlı olarak şikayete neden olur. Bu yazıda, yoğun perikart sıvısı ile birlikte sağ ventriküle bası yaparak tamponada neden olan dev kist hidatikli bir olguyu sunduk. Tanı transtorasik- transözofajiyal ekokardiyografi ve bilgisayarlı tomografi ile konuldu. |
16. | Dekstrokardi ve situs inversus bulunan bir hastada biventriküler ICD yerleştirilmesi Implantation of a biventricular ICD in a patient with dextrocardia with situs inversus Veysel Kutay Vurgun, Demet Menekşe Gerede, Ali Timuçin Altın, Başar Candemir, Ömer AkyürekPMID: 25655858 doi: 10.5543/tkda.2015.05435 Sayfalar 89 - 92 Biventriküler ICD (kalp içi defibrillator) yerleştirilmesi, kardiyomiyopatisi olan seçilmiş olgularda ani kalp ölümü riskini ve kalp yetersizliği semptomlarını azaltmak amacıyla sıklıkla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Doğumsal kalp defektleri içinde dekstrokardiye 0.4/10000 oranında rastlanmaktadır. Dektrokardili olgularda daha sonra kardiyomiyopati gelişme riski de oldukça düşüktür. Bu yazıda, biventriküler ICD yerleştirilen kardiyomiyopatisi olan dekstrokardili bir hasta sunuldu. |
17. | Stent balonunun rüptürüne bağlı gelişen koroner stentin yerinden oynaması Dislodgement of coronary stent due to rupture of stent balloon Burak Ayça, Ertuğrul Okuyan, İrfan Şahin, Mustafa Hakan DinçkalPMID: 25655859 doi: 10.5543/tkda.2015.02761 Sayfalar 93 - 94 Stentin yerinden oynaması, açılmaması, kırılması ve kaybolması gibi nadir komplikasyonlar koroner girişimler sırasında meydana gelebilir. Burada primer koroner girişim sırasında stent içindeki balonunun yırtılması nedeniyle yarım açılan ve yerinden oynayan stenti sunduk. Girişimsel bir kardiyolog bizim olgumuza benzer nadir komplikasyonlar için uyanık olmalı ve onlarla başedebilecek tecrübeye ve bilgiye sahip olmalıdır. |
DAVETLI DERLEME | |
18. | Kalp transplantasyonu: Ameliyat öncesi değerlendirme, ameliyat sürecinde bakım ve sonrasında izleme Heart transplantation: preoperative evaluation, perioperative management, postoperative follow-up Tahir Yağdı, Sanem Nalbantgil, Mustafa ÖzbaranPMID: 25655860 doi: 10.5543/tkda.2015.27628 Sayfalar 95 - 108 Kalp transplantasyonu son dönem kalp yetersizliği bulunan hastaların tedavisinde altın seçenek olmuştur. Uygun verici organı sayısındaki kısıtlılığa bağlı olarak transplantasyon listesinde uzun süre bekleyen hasta sayısında artış olmuştur. Alıcı ve verici seçimi, ameliyat sürecindeki bakım ve immunsüpresif tedavi ile fırsatçı enfeksiyonların önlenmesi gibi konulardaki büyük ilerlemeler kalp transplantasyonu sonuçlarında anlamlı iyileşmeler sağlamıştır. Derlememizde bu karmaşık hastaların bakımlarına ve iyi sonuçlar elde etmek için önerilen değişikliklere dikkat çekilecektir. |
NASIL YAPALIM? | |
19. | Pulmoner hipertansiyon ekokardiyografik olarak nasıl değerlendirilir? How to assess pulmonary hypertension with echocardiography? Serpil EroğluPMID: 25655861 doi: 10.5543/tkda.2015.91657 Sayfalar 109 - 116 Makale Özeti | |
OLGU GÖRÜNTÜSÜ | |
20. | Larinks kanserinin endomiyoperikart metastazı Endomyopericardial metastasis from laryngeal cancer Sabahattin Gündüz, Ertuğrul ZencirciPMID: 25655862 doi: 10.5543/tkda.2015.25488 Sayfa 117 |
21. | Non-invasive estimation of pericardial effusion volume by three-dimensional speckle-tracking echocardiography (From the MAGYAR-Path Study) Attila Nemes, Péter Domsik, Anita Kalapos, Tamás ForsterPMID: 25655863 doi: 10.5543/tkda.2015.20165 Sayfa 118 Makale Özeti | |
22. | Mitral yapılardan köken alan birden fazla kalp miksoması Multiple cardiac myxomas originating in mitral apparatus Hakan Erkan, Gülhanım Kırış, Gülay Uzun HekimoğluPMID: 25655864 doi: 10.5543/tkda.2015.93720 Sayfa 119 |
23. | Çıkarılma işlemi esnasında kırılan kalp pili elektrodunun, FlexCath yönlendirilebilir kılıf ile çıkarılması: Yeni bir yöntem Removal of broken lead in the extraction process using the FlexCath steerable sheath; a new technique Mehmet Emin Kalkan, Uğur Arslantaş, Mustafa Akçakoyun, Serdar DemirPMID: 25655865 doi: 10.5543/tkda.2015.69337 Sayfa 120 |
24. | Kateter laboratuvarında konstriktif perikardit Constrictive pericarditis in catheterization laboratory Göknur TekinPMID: 25655866 doi: 10.5543/tkda.2015.38658 Sayfa 121 |
DIĞER YAZILAR | |
25. | Kardiyoloji yayınlarında gündem ve yorumlar Comment on cardiology publications Ertan UralSayfa 122 Makale Özeti | |
Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi