Bir buçuk ay önce ön duvar miyokart enfarktüsü nedeniyle başka bir merkezde revaskülarizasyon uygulanan ve 42. günde klinik stabilizasyon sonrası kalp içi defibrilatör (ICD) takılması amacıyla kliniğimize gönderilen 60 yaşında erkek hastanın başvuru sırasında yakınması yoktu. Elektrokardiyografide sağ dal bloğu zemininde önyüzü gören derivasyonlarda QS paterni olan hastanın transtorasik ekokardiyografisinde sol ventrikül apeksi, ön duvar ve septumun orta-apikal segmentleri akinetikti. Ejeksiyon fraksiyonu %25’ti. Ekokardiyografik incelemede, sol ventrikülün apikoseptal bölgesinde sistolde genişleyen, diyastolde küçülen pulsatil bir boşluk gözlendi. Renkli Doppler incelemesinde, bu boşluk içerisinde akım saptanmadı. Bu bulgularla, hastada akut miyokart enfarktüsüne sekonder miyokart içi hematom geliştiği düşünüldü. Kalbin manyetik rezonans görüntülemesi ile tanısı doğrulanan hasta, klinik olarak stabil olduğu için miyokart içi hematom yönünden konservatif olarak izlendi. Planlanan ICD implantasyonu yüksek perforasyon riski nedeniyle ertelendi. Daha sonra, hematom olan bölgede trombus gelişiminin önlenmesi amacıyla varfarin ile oral antikoagülan tedavi başlandı. Hastanın almakta olduğu ikili antitrombosit tedaviye de devam edildi. Taburcu edilme sonrası birinci hafta kontrolünde hastanın INR’si 6,3’tü. Aktif kanaması olmayan hastanın yapılan ekokardiyografisinde daha önce gözlenen miyokart içi hematomun tamamen yok olduğu gözlendi. Oral antikoagülan tedavisi kesilen hasta takipte stabil seyretti. Ekokardiyografik kontrollerinde hematomun tekrarlamadığı görüldü. Bu olguda konservatif olarak izlenen miyokart içi hematomun, antiagregan ve antikoagülan tedavi ile hızla gerilediği bildirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kardiyomiyopatiler/tanı/ultrasonografi, kalp yırtığı; hematom; interventrküler septal yırtık; miyokart enfarktüsü.Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi