Kliniğimizde Temmuz 1985-Mart 1995 tarihleri arasında konjenital kalp anomalisi nedeniyle açık kalp ameliyatı yapılan hastaların 82'sinde (% 4.2) persistan sol superior vena kava (PSSVK) anomalisi tespit edilmiştir. Bu çalışmada PSSVK'nın eşlik ettiği konjenital kalp anomalilerin cerrahi tedavisi sırasında PSSVK'ya yönelik cerrahi stratejiler sunulmuştur. PSSVK, en sıklıkla, Fallot tetralojisi (% 20.7) ve ventrikül septum defekti (% 18.2) ile birlikte bulunmaktaydı. PSSVK, olguların 72'sinde (% 87.8) koroner sinüs yoluyla sağ atriyuma; 6'sında (% 7.3) direkt sol atriyuma, 4'ünde (% 4.8) ise her iki atriyumla ilişkili koroner sinüse açılmaktaydı. Bu olgulardan 20'sine (% 24.3) PSSVK'ya yönelik ek bir cerrahi girişim uygulandı. PSSVK'nın koroner sinüse (6), sol atriyuma (2), tavansız koroner sinüse (3) açıldığı toplam 11 hastada PSSVK ligatüre edildi. Total kavapulmoner anastomoz veya Fontan operasyonları yapılan 5 hastada, PSSVK sol pulmoner arter uç-yan anastomoz edildi. PSSVK'nın direkt sol atriyuma açıldığı 4 hastada ise 8 ve 10 mm Gore-tex ile 12 mm hemashield greftler kullanılarak PSSVK'nın sağ atriyuma dönüşü sağlandı. PSSVK'nın ligatüre edildiği 1 hasta ile sol pulmoner artere anastomoz edildiği 1 hasta erken postoperatif dönemde kaybedildi. Ligasyon uygulanan hastalarda PSSVK çap olarak sağ superior vena kavadan küçüktü ve hiçbir hastada post operatif venöz staz bulguları gelişmedi. Sentetik tübüler greft kullanılan hastalardan ikisine postoperatif 20. ay ile 6. yılda yapılan anjiyografilerde greftlerin açık olduğu tespit edildi. Diğer hastalarda ise postoperatif 6. ayda ve 15. günde yapılan ekokardiyografik incelemelerde greftlerin açık olduğu saptandı.
Anahtar Kelimeler: Kalp cerrahisi, konjenital kalp anomalisi, superior vena kavaCopyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi