AMAÇ Aort rüptürü nadir görülen, katastrofik bir acil durumdur. Mortalitenin birincil belirleyicileri hızlı tanı ve tedavidir. Başarılı bir şekilde tedavi edilen birçok hasta işlem sonrası hipovolemik şok ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle kaybedilmektedir. Bu makalede aort rüptürü olan ve endovasküler olarak tedavi edilen on altı hastanın klinik ve prosedür ayrıntıları anlatılacaktır. Ayrıca hastaların mortalitesinin ana belirleyicileri vurgulanmaya çalışılmıştır.
YÖNTEM Ekim 2016-Mart 2023 tarihleri arasında merkezimizde akut aort rüptürü nedeniyle endovasküler tedavi uygulanan hastalar retrospektif olarak çalışmaya dahil edildi.
BULGULAR Akut aort rüptürü için toplam 16 hastaya endovasküler anevrizma onarımı (EVAR) veya torasik endovasküler anevrizma onarımı (TEVAR) uygulandı. Hastaların yaş ortalaması 73.06 (52-92) yıl olup, 15 hasta erkekti. 10 hastada abdominal aort anevrizması rüptürü, 3 hastada torasik aort anevrizması rüptürü, 2 hastada izole iliak arter anevrizması rüptürü ve 1 hastada anevrizmal olmayan aort rüptürü saptandı. Bizim serimizde kendi kendini sınırlayan, hemodinamik durumu stabil olan hastaların prognozu oldukça iyiydi. Ancak sekiz hastamız multiorgan yetmezliği, hemorajik şok, dissemine intravasküler koagülopati, böbrek yetmezliği veya abdominal kompartman sendromu nedeniyle kaybedildi. Bu hastalar genellikle kötü başvuru hayati belirtileri ve hemoglobin değerlerine sahipti. İşlemin başarısı icin en önemli faktörler kanamayı bir an önce durdurmak, genel anesteziden kaçınmak ve sıvı replasmanı yerine kan ürünü replasmanı yapmaktı.
SONUÇ Her hasta başvuru anındaki hemodinamiğine, anevrizma boyutuna ve EVAR’a veya prosedürün cerrahi uygunluğuna, lojistik faktörlere ve operatör merkezin deneyimine göre yönetilmelidir.
Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi