Pulmoner hipertansiyon (PH) istirahatte sağ kalp kateterizasyonu ile ölçülen ortalama pulmoner arter basıncının ≥25 mmHg olması olarak tanımlanır. Bu tanımlamaya egzersiz kriterinin eklenmesi için kanıtlar henüz yetersizdir. Pulmoner arteriyel hipertansiyon (PAH), PH olan hastalardan hemodinamik olarak ekspiryum sonu pulmoner arter kama basıncı (PAKB) ≤15 mmHg ve pulmoner vasküler rezistans > 3 Wood ünite olan prekapiller PH alt grubunu ifade etmektedir. Sağ kalp kateterizasyonu PH ve PAH tanısı için temel yöntem olarak kabul görmeye devam etmektedir. Bu işlem; sol atriyum seviyesinde, midtorasik hatta basınç transdüserinin sıfır seviyesinin sağlanabilmesini de içeren ciddi ve düzenli standardizasyon gerektirmektedir. Pulmoner hipertansiyon hastalarının tanısal tetkikinde en yaygın sorunlardan biri PAH ile korunmuş ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizliğine (KEF-KY) bağlı PH’nın ayrımıdır. Normal bir PAKB KEF-KY varlığını dışlamaz. Sağ kalp kateterizasyonu sırasında volüm veya egzersiz testi sol kalp hastalığını ortaya çıkarmada kullanışlı olabilir, ancak her iki yöntemin de genel uygulamada kullanıma girmeden önce etraflıca değerlendirilmeleri gereklidir. Pulmoner arteriyel hipertansiyonun erken tanısı zordur ve asemptomatik hastalarda tarama programları mevcut verilerin klinik değerlendirme ve karbon monoksit difüzyon kapasitesi, biyobelirteçler ve ekokardiyografi dahil pulmoner fonksiyon testlerinin bileşiminin tek başına ekokardiyografiden daha yüksek öngördürücü değere sahip olduğu özellikle sistemik skleroz gibi yüksek riskli hastalarda elverişlidir. (J Am Coll Cardiol 2013;62: D42–50) ©2013 by the American College of Cardiology Foundation).
Anahtar Kelimeler: Hemodinami, pulmoner hipertansiyon, sağ kalp kateterizasyonu, tanı; taramaCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi