ISSN 1016-5169 | E-ISSN 1308-4488
TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ ARŞİVİ - Turk Kardiyol Dern Ars: 40 (3)
Cilt: 40  Sayı: 3 - Nisan 2012
ARAŞTIRMA
1. 
Koroner stent uygulanan ST yükselmesiz akut koroner sendromda geç dönem ölçülen “long pentraxin-3”ün GRACE risk skoru ile ilişkisi
Long pentraxin-3 measured at late phase associated with GRACE risk scores in patients with non-ST elevation acute coronary syndrome and coronary stenting
Serkan Saygı, Bahadır Kırılmaz, İstemihan Tengiz, Uğur Önsel Türk, Hicran Yıldız, Nurullah Tuzun, Emin Alioğlu, Gülden Sönmez Tamer, Ertuğrul Ercan
PMID: 22864315  doi: 10.5543/tkda.2012.90083  Sayfalar 205 - 212
Amaç: Kararlı anjina ve ST yükselmesiz akut koroner sendrom (AKS) tanısıyla perkütan koroner girişim (PKG) yapılmış 39 hastada ardışık ölçülen “pentraxin-3” (PTX3) düzeyleri ve bu düzeylerin GRACE risk skoru ile ilişkisi incelendi.
Çalışma planı: Çalışmaya perkütan koroner stent takılan ST yükselmesiz AKS tanılı 17, kararlı anjina tanılı 22 olgu alındı. Tüm hastalarda girişim öncesi, girişim sonrası 8. ve 24. saatte PTX3 ölçümü için kan örnekleri alındı.
Bulgular: Kararlı anjinalı grupta diabetes mellitus ve hipertansiyonlu olgu sayısı anlamlı olarak daha yüksek iken, AKS grubunda lökosit sayısı anlamlı olarak daha yüksek saptandı. Sekizinci saat ölçülen PTX3 düzeyleri anlamlı olarak AKS grubunda daha yüksekti (p=0.003). AKS’li olgularda 24. saat PTX3 düzeyleri ile GRACE başvuru hastane içi ve 6 ay ölüm-kardiyak ölüm-ME ve GRACE taburculuk kardiyak ölüm-ME risk oranları arasında güçlü korelasyon saptandı (sırasıyla, p=0.02, R: 0.558; p=0.03, R=0,512; p=0.01, R=0,571; p=0.01, R=0.564; p=0.004, R=0.653).
Sonuç: Serum PTX3 düzeyleri koroner stent takılan AKS’li olgularda erken risk sınıflaması açısından önemli bilgiler verebilir.

2. 
Primer perkütan koroner girişime giden hastalarda miyokart enfarktüsü ve reperfüzyon parametrelerinin öngörülmesinde fragmante olmuş QRS komplekslerin önemi
The importance of fragmented QRS complexes in prediction of myocardial infarction and reperfusion parameters in patients undergoing primary percutaneous coronary intervention
Sinan Altan Kocaman, Mustafa Cetin, Tuncay Kiris, Turan Erdogan, Aytun Canga, Emre Durakoglugil, Omer Satiroglu, Asife Sahinarslan, Yuksel Cicek, Ismail Sahin, Mehmet Bostan
PMID: 22864316  doi: 10.5543/tkda.2012.36937  Sayfalar 213 - 222
Amaç: Başvuru elektrokardiyogramlarında (EKG) sıklıkla görülen, dar ya da geniş QRS yapısı olan QRS kompleks fragmantasyonları (fQRS) artmış morbidite ve mortalite ile ilişkilidir. FQRS ve kardiyak fibroz arasındaki sebepsel ilişki bilinmektedir, fakat primer perkütan koroner girişim (p-PKG) öncesi ve sonrası fQRS’nin miyokart enfarktüsü ve reperfüzyon parametreleri ile ilişkisi şimdiye kadar incelenmedi.
Çalışma planı: Çalışmaya p-PKG’ye giden 184 ardışık ST yükselmeli miyokart enfarktüslü (STEMI) hasta alındı. p-PKG öncesi ve sonrası EKG’lerde fQRS varlığı ya da yokluğu ve p-PKG ile fQRS değişimi araştırıldı. Ek olarak, fQRS’in bağımsız öngörücüleri ayrıca araştırıldı. Anlamlı organik kapak hastalığı olan, 120 ms ve üzerinde QRS süresi olan ve de kalıcı kalp pili olan hastalar çalışmadan dışlandı.
Bulgular: Başvuru EKG’sinde fQRS’i olan hastalar olmayan hastalar ile karşılaştırıldığında daha yüksek lökosit sayılarına (p=0.001), daha yüksek CK-MB (p=0.001) ve troponin (p=0.005) düzeylerine, uzamış ağrı balon sürelerine (p=0.004), daha yüksek Killip skorlarına (p<0.001), uzamış QRS süresine (p<0.001), daha yüksek Gensini skoru (p<0.001) ve EKG’de daha sık Q dalgasına sahipti. Ek olarak, bu hastalar proksimal LAD’de bir lezyon ile ilişkili anteriyor bölge enfarktüsü ve daha geniş tehdit altında bir miyokarda sahipti (p<0.001). fQRS, p-PKG öncesinde ve sonrasında enfarktüs ve miyokardiyal reperfüzyon ile anlamlı bir şekilde ilişkiliydi. STEMI seyrinde başvuru EKG’sinde fQRS’in yokluğu artmış ST rezolüsyonunu, QRS süresinde daha belirgin bir azalma ve daha iyi bir miyokart reperfüzyonunu öngördü.
Sonuç: FQRS daha büyük tehdit altındaki iskemik ya da nekroze olmuş miyokardı olan yüksek kardiyak riskteki hastaların tanımlanmasında yararlı olabilir.

3. 
Bilinen kardiyovasküler hastalığı olmayanlarda artmış lökosit sayısı koroner arter kalsifikasyonu için belirleyici olabilir
Increased leucocyte count could predict coronary artery calcification in patients free of clinically apparent cardiovascular disease
Levent Korkmaz, Selim Kul, Ayça Ata Korkmaz, Ali Rıza Akyüz, Mustafa Tarık Ağaç, Hakan Erkan, Zeydin Acar, Adem Adar, Muslihittin Emre Erkuş, Şükrü Çelik
PMID: 22864317  doi: 10.5543/tkda.2012.37801  Sayfalar 223 - 228
Amaç: Yapılan çeşitli çalışmalarda, enflamasyonun ateroskleroz gelişiminde önemli bir rol aldığı ve enflamatuvar sürecin aynı zamanda koroner arter kalsifikasyonu (KAK) ile de ilişkili olabileceği gösterilmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, belirgin kardiyovasküler hastalığı olmayan hastalarda lökosit sayısı ile KAK arasındaki ilişkiyi ve artmış lökosit sayısının subklinik aterosklerozun bir göstergesi olup olamayacağını araştırmaktır.
Çalışma planı: Kardiyovasküler hastalığı olmayan ardışık 284 hasta (156 erkek, 128 kadın) çalışmaya alındı. KAK bilgisayarlı kardiyak tomografi ile değerlendirilidi. Lökosit sayısı rutin kan incelemesi yoluyla ölçüldü.
Bulgular: Lökosit sayısı, KAK olanlarda olmayanlara göre anlamlı olarak yüksek bulundu (7.87±1.85 ve 6.01±1.84; p<0.001). Lojistik regresyon analizde lökosit sayısı (odds oranı [OO]: 1.7, %95 güven aralığı [GA]: 1.3-2.1), sigara içimi (OO: 2.4, %95 GA: 1.2-4.6) ve yaş (OO: 1.2, %95 GA: 1.1-2.3) KAK’nin bağımsız öngördürücüleri olarak bulundu. Lökosit sayısı ile KAK arasında anlamlı ilişki saptandı (r=0.57, p<0.001).
Sonuç: Lökosit KAK gelişiminde önemli rol oynayabilir ve artmış lökosit sayısı subklinik aterosklerozun göstergesi olabilir.

4. 
Doğuştan kalp hastalıkları ciddiyetinin erkek hastaların yükseköğrenim düzeyleri üzerine etkisi
Impact of severity of congenital heart diseases on university graduation rate among male patients
Emin Evren Özcan, Alaattin Küçük
PMID: 22864318  doi: 10.5543/tkda.2012.21549  Sayfalar 229 - 234
Amaç: Erişkin yaşa ulaşmayı başaran doğumsal kalp hastalarının (DKH) sağlıklı bireyler kadar yükseköğrenim görme başarısına ulaşma durumları araştırıldı. Aynı zamanda, hastalık ciddiyeti, ameliyat olma durumları ve ameliyat yaşının bu başarıya etkisi değerlendirildi.
Çalışma planı: Ocak 2005-Mayıs 2007 tarihleri arasında kardiyoloji kliniğinde DKH nedeni ile sağlık kuruluna çıkarılan 145 hasta alındı. Hastalıkların ciddiyeti “32. ACC Bethesda Conference Task Force 1”e göre sınıflandırıldı, hastalar hafif (Grup 1) ve orta+ciddi (Grup 2) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Her iki gruptaki hastaların yüksek öğrenim oranları kendi aralarında ve aynı zamanda askerlik şubelerine başvuran sağlıklı bireylerle karşılaştırıldı.
Bulgular: DKH’nin üniversite mezunu olma oranları sağlıklı bireylerden anlamlı olarak düşüktü (%13.1 ve %20.7, p=0.01). Ciddiyetlerine göre iki gruba ayrılan hastalar sağlıklı bireylerle ayrı ayrı karşılaştırıldığında da sonuç olumsuzdu (Grup 1, %16.4, p=0.01; Grup 2, %9.7, p<0.001). Grup 1’de yüksek öğrenim oranları görece yüksek olmakla birlikte iki grup arasındaki fark anlamlı değildi (p=0.23). Ameliyat olanlarla olmayanlar arasında fark saptanmadı (p=0.58). Yükseköğrenim mezunu olan grubun ortalama ameliyat yaşı olmayan gruba göre anlamlı yüksekti (p=0.02).
Sonuç: Ülkemizde doğuştan kalp hastalığı ile doğmak, ileride yükseköğrenim görme şansını anlamlı olarak azaltmaktadır. Eğitim düzeyi üzerine olan bu olumsuz etki hastalığın ciddiyetinden bağımsızdır. Hastalık nedeni ile ameliyat olmanın eğitim düzeyine olumsuz bir etkisi gözlenmemiştir. Daha geç yaşlarda ameliyat olanlarda yükseköğrenim mezunu olma oranı daha yüksek bulunmuştur. Bu gurubun ameliyat yaşı ortalaması ilkokulu bitirdikten sonraki yaşlara uymaktadır.

5. 
Mitral kapak değişimi sonrası pulmoner arter basıncındaki değişiklikler
Alterations in pulmonary artery pressure following mitral valve replacement
Gökhan Lafçı, Adem İlkay Diken, Hikmet Selçuk Gedik, Kemal Korkmaz, Fırat Özcan, İrfan Taşoğlu, Garip Altıntaş, Kerim Çağlı
PMID: 22864319  doi: 10.5543/tkda.2012.02328  Sayfalar 235 - 241
Amaç: İzole mitral kapak darlığı nedeniyle mitral kapak değişimi (MKD) yapılan, orta ve yüksek pulmoner arter basınçlı (PAB) hastalarda ameliyat sonrası erken hemodinami ve klinik özellikler incelendi.
Çalışma planı: Elli hasta (33 kadın, 17 erkek; ort. yaş 45.8±11.2) PAB seviyeleri ortalamasına göre iki gruba ayrıldı (Grup 1: PAB <50 mmHg; Grup 2: PAB >50 mmHg). Tanı aşamasında ve uygulama öncesi ölçülen PAB ve pulmoner kapiller tıkalı basıncı (PCWP) değerleri kaydedildi. Ameliyathanede Swan-Ganz kateteri ile ameliyat öncesi PAB ve PCWP değerleri ölçüldü. Bu ölçümler kardiyopulmoner baypas çıkışında ameliyat sonrası 1., 12. ve 24. saatte tekrarlandı. Ayrıca, olguların yoğun bakımdaki entübasyon süreleri, ameliyat öncesi ve sonrası inotropik ajan, morbidite ve mortalite verileri de değerlendirildi. Ameliyat sonrası 24. saatte ve 2. ayda transtorasik ekokardiyografi ile PAB ölçümü yapıldı.
Bulgular: Ortalama PAB’de her iki grupta da bazal değerlere göre anlamlı derecede düşüş saptandı. Grup 2’deki düşüş Grup 1’den daha fazla idi. Grup 2’nin PCWP değerlerindeki düşüş Grup I’den daha fazla idi. Ameliyat sonrası 24. saatteki ekokardiyografik ölçümlerde her iki grupta da PAB’de anlamlı derecede düşüşler görülürken, 2. aydaki ölçümlerde Grup 2’deki PAB değerleri Grup 1’e göre daha fazla düşüş gösterdi.
Sonuç: Yüksek ve orta derecedeki pulmoner arter basınçlı izole mitral darlığı olgularında, engel ortadan kalktığında pulmoner arter ve sol atriyal basınçlarda erken dönemde dahi anlamlı düşüşler saptanmıştır. Çalışmamız, cerrahiye giden yüksek PAB’li olgularda morbiditenin yüksek olduğunü göstermiştir, orta derecedeki PAB yüksekliği olan hastalarda ameliyat sonrası sonuçlarda olumsuz bir etki görülmemiştir.

6. 
İntraoperatif transözofajiyal ekokardiyografinin ameliyat odasında kardiyovasküler cerrahi kararlarına etkisi
Impact of intraoperative transesophageal echocardiography on surgical decisions in the cardiovascular operating room
İrfan Taşoğlu, Veli Yıldırım İmren, Ali Yener
PMID: 22864320  doi: 10.5543/tkda.2012.75725  Sayfalar 242 - 250
Amaç: Kalp cerrahisi bölümünde intraoperatif transözofajiyal ekokardiyografinin (IOTEE) kullanışlılığı değerlendirildi.
Çalışma planı: Kardiyopulmoner baypas öncesi ve sonrası tüm hastalara IOTEE incelemesi yapıldı. Tüm çalışmalarda Toshiba 270 SSA modeli görüntüleme cihazı kullanıldı. IOTEE incelemesi bu konuda deneyimli iki kalp-damar cerrahı tarafından yapıldı.
Bulgular: 2001 ile 2007 yılları arasında 466 hastaya (239 erkek, 227 kadın) IOTEE uygulandı. IOTEE hastaların 182’sinde (%39) kapak patolojisi düzeltme girişimlerinde 193’ünde (%41) koroner işlemlerde, 34’ünde (%7) kapak ya da koroner baypas işleminde, 8’inde (%1.7) erişkinlerdeki doğuştan kalp hastalıkları operasyonlarında, 7’sinde (%1.5) kardiyak kitle operasyonlarında ve kalanında çeşitli farklı işlemlerde uygulandı. Değerlendirilen hastalarda, kardiyopulmoner baypas öncesi ve sonrası yapılan IOTEE incelemesi cerrahi kararı sırasıyla %14.8 ve %9.0 oranında etkiledi. En sık verilen karar mitral kapakla, sonraki ise triküspit kapakla ilgili idi.
Sonuç: IOTEE’nin kalp cerrahisi ameliyathanesinde cerrahi karar verme aşamasında çok önemli etkisi vardır. Kalp cerrahisi uygulanacak tüm kalp hastalarında IOTEE işlemin standart bir parçası olmalıdır.

OLGU BILDIRISI
7. 
Pipo şeklindeki koroner sinüsün kanülasyonu için femoral ven kılavuzluğu ve sol subklavyen ven yaklaşımı ile sol ventrikül elektrodunun epikardiyal yerleştirilmesi
Femoral vein guidance for pipe-shaped coronary sinus cannulation and epicardial left ventricular lead placement using left subclavian vein approach
Uğur Canpolat, Levent Şahiner, Kudret Aytemir, Ali Oto
PMID: 22864321  doi: 10.5543/tkda.2012.82435  Sayfalar 251 - 254
Koroner sinüs (KS) anatomisindeki çeşitlilik sol ventrikül (SV) elektrodunun subklavyen ven yaklaşımı ile yerleştirilmesini zorlaştırabilir ya da imkansız hale getirebilir. Girişimsel ve elektrofizyolojik yöntemlerin birlikte kullanımı SV elektrodunun yerleştirilmesinde kullanılan en yeni tekniklerdir. İskemik dilate kardiyomiyopatisi (SVEF: %15, QRS: 160 msn) bulunan 52 yaşında erkek hasta, uygun ilaç tedavisine rağmen semptomatik olduğu için kardiyak resenkronizasyon tedavisi uygulanmak amacıyla hastaneye yatırıldı. Sağ ventrikül ve atriyal elektrodlar başarılı bir şekilde yerleştirildi, SV elektrodunun yerleştirilmesinde güçlük yaşandı. KS’nin pipo şeklindeki anatomik varyasyonu nedeniyle subklavyen ven yoluyla kanülasyonu rutin teknikle yapılamadı. Bu yazıda, pipo şeklindeki KS’nin transfemoral yöntem kılavuzluğunda kanülasyonu ve elektrodun subklavyen yaklaşımla epikardiyal olarak yerleştirildiği olgu sunuldu.

8. 
Minoksidilin neden olduğu ciddi perikart efüzyonu
Large pericardial effusion induced by minoxidil
Mehmet Cilingiroglu, Nuri Akkus, Salil Sethi, Kalgi A Modi
PMID: 22864322  doi: 10.5543/tkda.2012.63904  Sayfalar 255 - 258
Elli üç yaşında erkek hasta artan nefes darlığı şikayetiyle başvurdu. Fizik muayenesinde dispne, takipne ve taşikardi olduğu izlendi. Ekokardiogramında bűyűk miktarda perikart efüzyonu (PE) ve pulmoner hipertansiyon (PH) vardı. Yakın zamanda hipertansiyonu için hastaya minoksidil başlanılmıştı. Minoksidile bağlı gelişen PE, diyaliz ya da diyalizde olmayan hastalarda daha önceden bildirilmiştir. PH’nin kalp tamponadı fizyolojisini etkilediği literatürde bildirilmiştir. Hastamızdaki ileri derecedeki pulmoner hipertansiyondan dolayı, kardiyak tamponadı daha iyi araştırmak için sağ kalp kateterizasyonu yapıldı. Bulgular kardiyak tamponadı desteklemedi, hasta konservatif olarak takip edildi, minoksidilin kesilmesinden sonra PE kendiliğinden azaldı.

9. 
Tribulus terrestris, Avena sativa ve Panax ginseng kombinasyonu(Clavis Panax) kullanımına bağlı ani INR yükselmesi
A sudden rise in INR due to combination of Tribulus terrestris, Avena sativa, and Panax ginseng (Clavis Panax)
Murat Turfan, Abdurrahman Tasal, Fatih Ergun, Mehmet Ergelen
PMID: 22864323  doi: 10.5543/tkda.2012.45793  Sayfalar 259 - 261
Varfarin sodyum, protez kapak ve atriyal fibrilasyon hastalarında antitrombin ajan olarak kullanılmaktadır. Ancak ilacın etkinliğini değiştirebilen pek çok faktör bulunmaktadır. Günümüzde özellikle yazılı ve görsel medya tarafından kullanımı teşvik edilen bitkisel karışımlar bu ilacı kullanan hastalarda ani etkinlik değişimlerine yol açabilirler. Bu yazıda, Tribulus terrestris, Avena sativa ve Panax ginseng’in kombinasyonu (Clavis Panax) kullanımına bağlı ani INR yükselmesi olan iki olgu sunuldu. Aort kapak replasmanı (olgu 1) ve atriyal fibrilasyon (olgu 2) nedeniyle varfarin kullanan iki hasta rutin kontrollerinde INR değerlerinin çok yüksek olması üzerine hastaneye yatırıldı. Hastalardan son bir aydır “Panax” isimli bitkisel ilacı kullandıkları öğrenildi. Her iki hastada da etkileşime girecek başka bir ajan ya da diyet değişikliği saptanmadı. Aktif kanama izlenmeyen hastalar, söz konusu ilaç kesilip yeniden varfarin dozu ayarlandıktan sonra taburcu edildi.

10. 
Bitkisel ilaç tedavisi alan ve akut anterior miyokart enfarktüsüne bağlı kardiyojenik şok gelişen olgu
Acute anterior myocardial infarction presented with cardiogenic shock in a patient on herbal medication
Hakan Güneş, Zekeriya Küçükdurmaz, Hekim Karapınar, İbrahim Gül
PMID: 22864324  doi: 10.5543/tkda.2012.29559  Sayfalar 262 - 264
Bitkisel ilaçların kontrolsüz kullanımı, ölüm dahil ciddi komplikasyonlara neden olan sorunlara yol açabilir. “Panax”ın içerdiği sponinler aracılığı ile hipokolestromik, antikarsinojenik, antienflamatuvar, antimikrobiyal ve içerdiği “panax ginseng” ile pozitif inotropik etkileri hakkında bilgiler vardır. Ancak, bununla beraber hipokolestromik etkisinin ikincil düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) düzeyini arttırdığı, kronik kullanıcılarda hipertansiyonla giden “ginseng abuse sendromu” tanımlanması ile birlikte hipotansif etkilerinin de olduğu klinik çalışmalarda gösterilmiştir. Bu yazıda, tipik anjina pektoris tanılı ve önerilen koroner anjiyografiyi reddeden erkek hasta sunuldu. Panax kullanan hasta yaygın anterior miyokart enfarktüsü ve kardiyojenik şokla acil servise başvurdu. Hasta uygun tedavi sonrası taburcu edildi.

11. 
Bitkisel karışım kullanan ve stent trombozu gelişen üç olgu: Bitkisel karışımlar dost mu, düşman mı?
Three case reports of the use of herbal combinations resulted in stent thrombosis: herbal combinations; friend or foe?
Mehmet Akif Vatankulu, Abdurrahman Tasal, Ercan Erdogan, Ömer Göktekin
PMID: 22864325  doi: 10.5543/tkda.2012.84565  Sayfalar 265 - 268
Son yıllarda bitkisel karışımlarla oluşturulan tedavilerin dünyada ve ülkemizde de kullanımı ciddi boyutta yaygınlaşmıştır. Özellikle ateroskleroz ve tromboz üzerine etkili olduğu belirtilen içeriğinde Tribulus terrestris (TT), Avena sativa (AS) ve Panax Ginseng (PG) bulunan bitkisel karışımlar koroner arter hastaları tarafından kullanılmaktadır. Bu yazıda, antiagregan tedavilerle birlikte TT, AS ve PG’den oluşan bitkisel karışımı kullanmakta iken, başvurduğunda akut koroner sendrom tanısı konan üç koroner stentli olgu sunuldu. Göğüs ağrısı şikayeti ile başvuran 45 yaşında erkek hastanın yapılan koroner anjiyografisinde, yaklaşık bir yıl önce sol ön inen arter lezyonuna uygulanmış olan stentin tam tıkalı olduğu görüldü. Stent içine balon işlemi uygulanarak tam açıklık sağlandı. İkinci hasta göğüs ağrısı şikayeti ile başvuran 53 yaşında kadın idi. Yapılan koroner anjiyografisinde üç ay önce uygulanan stentin tam tıkalı olduğu görüldü. Stent içi balon uygulanan damarda tam açıklık sağlandı. Üçüncü hasta ise göğüs ağrısı ile başvurdu. Yapılan koroner anjiyografisinde üç ay önce sirkumfleks artere uygulanan stent içi %98 darlık geliştiği görüldü. Bu hastaya da stent içi balon işlemi uygulandı. Üç hastanın da son üç aydır ikili antiagregan tedavilerine ek olarak içeriğinde TT, AS ve PG bulunan bitkisel karışımları kullandığı öğrenildi. Hastalar, ikili antiagregan tedavi ile beraber bu bitkisel karışımı kullanmamaları önerilerek çıkarıldı. Sonraki dört aylık takiplerinde herhangi problem gözlenmedi. İkili antiagregan tedavi altında iken gelişen stent trombozları hastaların eşzamanlı kullanmış oldukları TT, AS ve PG’nin klopidogrel ile etkileşmeleri sonucu ortaya çıkmış olabilir.

12. 
Clavis Panax kullanımı sonrası gelişen akut koroner sendrom
Two cases of acute coronary syndrome after intake of Clavis Panax
Aslı İnci Atar, Okan Er, Abdullah Güven, Beyhan Eryonucu
PMID: 22864326  doi: 10.5543/tkda.2012.31032  Sayfalar 269 - 275
Aterosklerotik kalp hastalığı günümüzde epidemi halini almıştır. Ölüm ve hastaneye yatışların en sık nedenlerinden biri durumundadır. Bu nedenle hastalığı kontrol altına almak veya iyileştirmek amacıyla birçok yol denenmekte, bilimsel yöntemlerden başka alternatif tıp yöntemlerine de sıklıkla başvurulmaktadır. Ancak, bitkisel gıda takviyeleri ve bitki kökenli maddelerin etkin dozları, metabolizmaları, ilaç etkileşimleri ile ilgili yeterli veri yoktur. Bu yazıda, akut miyokart enfarktüsü (ME) ile başvuran iki hasta sunuldu. İlk hasta akut inferiyor ME ile hastaneye kabul edildikten sonra, primer perkütan koroner girişime (PKG) alınarak sağ koroner artere (RCA) stent yerleştirildi. Sol ön inen arterde (LAD) %50 darlık saptandı. Klinik izleminde atipik göğüs ağrıları olan hasta 6 ay sonra ST yükselmesiz ME (NSTEMI) ile yatırıldı. Koroner anjiyografide RCA’da stent restenozu, LAD’de trombotik %90 darlık saptandı. Hasta cerrahi revaskülarizasyona yönlendirildi. İkinci olgu akut inferiyor ME ile kabul edildi ve tıkalı sirkumfleks artere PKG uygulandı. Hasta 2 ay sonra NSTEMI ile başvurdu, stent restenozu ve diğer lezyonlarında ilerleme saptandı, cerrahi revaskülarizasyon önerildi. Her iki hastanın da piyasada Clavis Panax adıyla satılan, içeriğinde panax ginseng, çoban çökerten (Tribulus terrestris) ve yulaf olan ürünü kullandıkları öğrenildi. İnsanlarda ilaç etkileşimleri ve yan etkileri konusunda bilgi olmayan bitkisel karışımların kullanımı ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu konuda ileri araştırmalara ihtiyaç vardır.

DERLEME
13. 
Türkiye’deki kardiyoloji uzmanlık eğitiminin sorunları
Problems in cardiology specialty training in Turkey
Armağan Altun
PMID: 22864327  doi: 10.5543/tkda.2012.03366  Sayfalar 276 - 281
Ülkemizde Kardiyoloji Uzmanlık Eğitimi, “1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun” ve bu kanunun 9’uncu maddesine göre yayınlanan “Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği”ne uygun olarak yapılması gerekmektedir. Ülkemizde Kardiyoloji Uzmanlık Eğitimi süresi 4 yıl olarak belirlenmiştir. Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC), Avrupa Uzman Hekimler Birliği (UEMS) ve Avrupa Kardiyoloji Seksiyonu Vakfı (ECSF) Kardiyoloji alanında uzmanlık eğitimi süresini 6 yıl olarak belirtmektedir. Bu nedenle, ülkemizde süre kısalığına bağlı Kardiyoloji uzmanlık eğitiminde yetersizlik ortaya çıkmaktadır. Bu yazıda, Türkiye’deki Kardiyoloji Uzmanlık Eğitimi sorunları değişik başlıklar altında ele alındı.

OLGU GÖRÜNTÜSÜ
14. 
Triküspit kapaktan kaynaklanan papiller fibroelastom
Case images A papillary fibroelastoma arising from the tricuspid valve
Ahmet Kaya, Turgay İsik, Mustafa Kurt, Ibrahim Halil Tanboga
PMID: 22864328  doi: 10.5543/tkda.2012.56688  Sayfa 282
Makale Özeti |Tam Metin PDF

15. 
Aort kapak replasmanı sonrası sol ventrikül çıkış yolu ile sol atriyum arasında fistül
Left ventricular outflow tract to left atrial fistula after aortic valve replacement
Uğur Canpolat, Hamza Sunman, Kudret Aytemir, Ali Oto
PMID: 22864329  doi: 10.5543/tkda.2012.96630  Sayfa 283
Makale Özeti |Tam Metin PDF | Video

16. 
Hastanın femoral venine düşen 8 French kılıf
An 8 French introducer embolized into the patient’s femoral vein
Osman Baspinar, Bedri Aldudak, Ahmet Irdem
PMID: 22864330  doi: 10.5543/tkda.2012.06691  Sayfa 284
Makale Özeti |Tam Metin PDF

17. 
İki taraflı koroner arter-pulmoner arter fistülleri
Bilateral coronary-to-pulmonary artery fistulas
Fatih Altunkaş, Metin Karayakalı, Kerem Özbek, Orhan Önalan
PMID: 22864331  doi: 10.5543/tkda.2012.57255  Sayfa 285
Makale Özeti |Tam Metin PDF

18. 
Sağ ventrikül çıkım yolunu tıkayan yırtılmamış Valsalva sinüsü anevrizması ile diskret subaortik stenozun birlikteliği
Coexistence of discrete subaortic stenosis and unruptured sinus Valsalva aneurysm obstructing the right ventricular outflow tract
Zafer Işılak, Ömer Uz, Ejder Kardeşoğlu, Mehmet Uzun
PMID: 22864332  doi: 10.5543/tkda.2012.58709  Sayfa 286
Makale Özeti |Tam Metin PDF

DIĞER YAZILAR
19. 
Profesyonel tıp dernekleri ve sağlık endüstrisi arasında bilimsel iletişim ve sürekli tıp eğitimini ilgilendiren ilişkiler / Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC) politika bildirisi rapor özeti (Aralık 2011)
Relations between professional medical associations and the healthcare industry, concerning scientific communication and continuing medical education / A policy statement from the European Society of Cardiology (ESC) (December 2011)

Sayfalar 287 - 290
Makale Özeti |Tam Metin PDF

20. 
Uzman yanıtları
Answers of Specialist
Murat Özdemir
Sayfa 291
Makale Özeti |Tam Metin PDF

21. 
Kardiyoloji yayınlarında gündem ve yorumlar
Commet on cardiology publications
Ertan Ural
Sayfa 292
Makale Özeti |Tam Metin PDF



Journal Metrics

Journal Citation Indicator: 0.18
CiteScore: 1.1
Source Normalized Impact
per Paper:
0.22
SCImago Journal Rank: 0.348

Hızlı Arama



Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi