ISSN 1016-5169 | E-ISSN 1308-4488
TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ ARŞİVİ - Turk Kardiyol Dern Ars: 34 (8)
Cilt: 34  Sayı: 8 - Aralık 2006
ARAŞTIRMA
1. 
Kardiyometabolik risk profilini şekillendirmede aile geliri: Cinsiyete bağlı farklılıkların da incelendiği prospektif bir çalışma
Family income in shaping cardiometabolic risk profile: a prospective analysis including gender-related differences
Altan Onat, Hakan Özhan, Günay Can, Gülay Hergenç, Ahmet Karabulut, Sinan Albayrak
Sayfalar 471 - 478
Amaç: Aile gelirinin sigara içiciliği, metabolik sendrom (MS) ve bileşenleri, hiperapo B, yüksek C-reaktif protein (CRP) ile yeni gelişen koroner kalp hastalığı (KKH) bakımlarından öngördürücülüğü, cinsiyet farkları da gözetilerek araştırıldı.
Çalışma planı: TEKHARF çalışması 1997/98 ve 2002/03 taramalarında yer alan ve 2004/05 taramasına kadar izlenen, 28 yaş veya üzerindeki 3273 katılımcı (1610 erkek, 1630 kadın; ort. yaş 48.3±12; ortalama izlem 5.9 yıl) prospektif biçimde incelendi. Aylık aile geliri, katılımcıların bildirimine göre, dört dilimde gruplandırıldı. Yüksek apo B için 120 mg/dl, yüksek CRP için 3.0 mg/l sınır olarak alındı; MS için TEKHARF modifikasyonlu ATP III tanısına uyuldu; KKH tanısı, öykü, kardiyovasküler sistem fizik muayenesi ve istirahat EKG’lerinin Minnesota kodlamasına dayandırıldı.
Bulgular: Lojistik regresyon analiziyle yaş ayarlamasından sonra, erkeklerde gelir dilimi artışıyla diyabet, hipertansiyon ve hiperapo B’de artış öngörüldü. Kadınlarda ise, sigara içiciliği ile hiperapo B gelirle doğrusal; obezite, abdominal obezite ve - anlamlılığa erişmese de - trigliserid/HDL dislipidemi gelişmesi ters ilişki içindeydi; diyabet ve hipertansiyon gelirle öngörülemedi. Her iki cinsiyette de, yüksek CRP düzeyi riski gelir azlığında (dilim 1-3, <910 YTL) artıyordu (nispi risk 1.47, p<0.002). Ölümlü olan ve olmayan KKH gelirle anlamlılığa ulaşmayan bir nispi risk (1.27) sergiledi.
Sonuç: Türk yetişkinlerinde refah düzeyi, sakıncalı bir risk profilinin gelişmesine anlamlı katkı yapmaktadır. Kadınlarımızda refahla artan sigara içiciliğinin (abdominal) obezite üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle, yüksek aile geliri, bazı kardiyometabolik durumların riskinde iyileşmeyi öngördürmektedir.

2. 
UNOS 2 statüsündeki son dönem kalp yetersizliği hastalarında kalp naklinin mortaliteye etkisi
The effect of heart transplantation on mortality in end-stage heart failure patients with UNOS status 2
Hamza Duygu, Mehdi Zoghi, Sanem Nalbantgil, Çağatay Engin, Tahir Yağdı, Azem Akıllı, Mustafa Akın, Mustafa Özbaran
Sayfalar 479 - 483
Amaç: Medikal ve cihazlı destek tedavilerindeki son gelişmelere rağmen UNOS 2 (United Network for Organ Sharing) statüsündeki son dönem kalp yetersizliği hastalarında tedavi stratejileri halen tartışmalıdır. Bu çalışmada, UNOS 2 son dönem kalp yetersizliği olan ve kalp nakli bekleme listesine alınan hastaların bekleme sürecindeki klinik durumları ve prognozları incelendi.
Çalışma planı: Çalışmada UNOS 2 statüsünde olan ve kalp nakli programına alınan 78 hasta (62 erkek, 16 kadın; ort. yaş 43±12) incelendi. Nakil programına alındıktan sonra hastaların kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye yatış sıklığı, bir üst UNOS sınıfına ilerleme, nakil yapılıp yapılmadığı ve mortalite oranları değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların listede bekleme süresi ortalama 17±10 ay idi. Kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye yatış sıklığı 4±2/yıl bulundu. Yedi hastaya (%9) devamlı ventrikül taşikardisi nedeniyle kardioverter defibrilatör takıldı. Dokuz hastada (%11.5) UNOS 1B’ye ilerleme görüldü. On sekiz hastaya (%23.1) listede altı aylık bekleme süresinden sonra ortotopik kalp nakli uygulandı. Kalp nakli uygulanan hastalarda mortalite oranı %22.2 (4 hasta), bekleme listesinde olan hastalarda ise %25 (15 hasta) bulundu (p=0.03). Nakil listesindeyken kaybedilen hastaların 11’inde (%73.3) neden ani ölüm idi. Nakil uygulanan hastalarla izlemdeki hastalar sonlanım noktası olarak mortalite ve UNOS 1B’ye ilerleme açısından karşılaştırıldığında, nakil yapılmayan grupta oran anlamlı derecede daha yüksek idi (24 hasta, %40 ve 4 hasta, %22.2; p=0.01).
Sonuç: UNOS 2 statüsündeki hastalarda ilerideki klinik kötüleşmelerin, sık kalp yetersizliği ataklarının ve kardiyak ölümlerin önlenmesi açısından kalp nakli uygun bir tedavi seçeneğidir.

3. 
Mitral kapak darlığında yüksek plazma atriyal ve beyin natriüretik peptid düzeylerinin hastalık ciddiyeti ile ilişkisi
The relationship of high plasma levels of atrial and brain natriuretic peptides with disease severity in mitral valve stenosis
Nevzat Uslu, Ahmet L. Orhan, Zekeriya Nurkalem, İlker Avcı, Hasan O. Özer, İbrahim Sarı, Zübeyir Acar, Şevket Görgülü, Mehmet Eren
Sayfalar 484 - 488
Amaç: Mitral kapak darlığı (MKD) olan hastalarda A-tip ve B-tip natriüretik peptidlerin (ANP ve BNP) düzeyleri belirlendi, bu düzeylerin klinik ve ekokardiyografik parametrelerle ilişkileri incelendi.
Çalışma planı: İzole MKD saptanan ve sinus ritmindeki 38 hasta (33 kadın, 5 erkek; ort. yaş 44±9) ve sağlıklı bireylerden oluşan 12 kişide (10 kadın, 2 erkek; ort. yaş 46±7) ekokardiyografik inceleme yapıldı ve ANP ve BNP düzeylerini belirlemek için kan örnekleri alındı.
Bulgular: Hasta grubunda plazma BNP ve ANP düzeyleri kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulundu (BNP için sırasıyla, 79±55 pg/ml ve 12±7.2 pg/ml; ANP için 45±33 ng/ml ve 6±4 ng/ml; p<0.001). Sol atriyum çapları ve sol atriyal volüm indeksi MKD’li grupta anlamlı derecede yüksek (p<0.001); mitral kapak lateral annulusundan ölçülen erken (p=0.001) ve geç (p=0.02) diyastolik hızlar anlamlı derecede düşüktü; fakat, sol ventrikül sistolik fonksiyonunu gösteren sistolik hız değerleri kontrol grubuyla benzer bulundu. Hasta grubunda serum ANP ve BNP düzeyleri fonksiyonel kapasite (sırasıyla, r=0.43, p=0.007; r=0.44, p=0.006), tahmini pulmoner arter basıncı (r=0.37, p=0.022; r=0.39, p=0.019) ve sol atriyal volüm indeksi (r=0.48, p=0.003; r=0.41, p=0.015) ile ilişkili bulundu. Mitral kapak alanı sadece ANP ile anlamlı ilişki gösterdi (r=-0.37, p=0.022). Çokdeğişkenli analizde, sol atriyal volüm indeksi ve tahmini pulmoner arter sistolik basıncının hem serum BNP (sırasıyla, ß=0.32, p=0.040 ve ß=0.34, p=0.030) hem de ANP (ß=0.40, p=0.010 ve ß=0.32, p=0.040) düzeyleri için bağımsız öngördürücüler olduğu görüldü.
Sonuç: Mitral kapak darlığında, sol atriyal volüm indeksi ve tahmini pulmoner arter basıncı plazma BNP ve ANP düzeylerindeki artışla en yakın ilişki gösteren değişkenlerdir. Plazma ANP veya BNP düzeyleri, ekokardiyografik verileri yetersiz olan hastalarda yol gösterici olabilir.

4. 
Akut miyokard infarktüsünün ilk altı saatinde acil koroner baypas uygulanan hastalarda erken dönem sonuçlar
Early postoperative results of emergency coronary bypass surgery in patients presenting within six hours of acute myocardial infarction
Mustafa Bilge Erdoğan, Feragat Uygur, Bülent Meşe, Alper Serçelik, Cemil Cahit Öğütmen, Birol Yamak, Bülent Kısacıkoğlu
Sayfalar 489 - 493
Amaç: Akut miyokard infarktüsünün (AMİ) ilk altı saatinde koroner baypas uygulanan hastaların erken dönem sonuçları değerlendirilidi.
Çalışma planı: Çalışmaya, AMİ tanısı ile ilk altı saat içinde koroner baypas ameliyatı uygulanan 128 hasta (97 erkek, 31 kadın; ort. yaş 61±5; dağılım 41-78) alındı. Acil cerrahi girişim, 88 hastada (%68.8) koroner anjiyografide çokdamar kritik lezyonu saptanması, 20 hastada (%15.6) perkütan transluminal koroner anjiyoplastide (PTKA) başarısız olunması, 20 hastada ise elektif primer PTKA sonrası komplikasyon gelişmesi nedeniyle uygulandı. Altı hastaya (%4.7) anjiyografi sırasında kalbin durması nedeniyle kardiyopulmoner canlandırma uygulandı. Ameliyat 104 olguda (%81.3) kardiyopulmoner baypas ile, 24 olguda (%18.8) çalışan kalpte yapıldı. Ameliyat öncesinde sekiz hastaya, ameliyat sonrasında altı hastaya intra-aortik balon pompası uygulandı.
Bulgular: Altı hasta (%4.7) yaşamını yitirdi. Bu hastaların üçü kardiyopulmoner canlandırma ile ameliyata alınmıştı. Ameliyat sonrası geç dönemde bir olgu sepsis, iki olgu nörolojik komplikasyon nedeniyle kaybedildi. Ameliyat sonrasında 32 hastada pozitif inotrop ajan desteği gerekti. Ameliyat sonrası dönemde 18 hastada ciddi ventriküler aritmi, dört hastada atriyal fibrilasyon, beş hastada yara yeri infeksiyonu gelişti. Dört hasta kanama nedeniyle revizyona alındı. Yoğun bakımda kalış süresi ortalama 3.7±1.9 gün, hastanede kalış süresi 12.6±6.7 gün bulundu.
Sonuç: Akut miyokard infarktüsünün ilk altı saatinde başvuran ve cerrahi girişim gerektiren olgularda koroner baypas, kabul edilebilir mortalite ve morbiditeyle güvenle uygulanabilir bir yöntemdir.

EDITÖRYAL YORUM
5. 
Akut miyokard infarktüsü tedavisinde cerrahinin yeri
The role of coronary bypass surgery in the treatment of acute myocardial infarction
Atıf Akçevin
Sayfalar 494 - 495
Makale Özeti |Tam Metin PDF

ARAŞTIRMA
6. 
Obstrüktif uyku apneli erkek hastalarda sürekli pozitif havayolu basıncı tedavisinin kan basıncı ve sol ventrikül yapısı üzerine etkileri
The effect of continuous positive airway pressure on blood pressure and left ventricular structure in male patients with obstructive sleep apnea
Dursun Dursunoglu, Nese Dursunoglu, Ömür Kuru, Sibel Özkurt, Şükrü Gür, Göksel Kiter, Fatma Evyapan, Mustafa Kılıç
Sayfalar 496 - 503
Amaç: Şiddetli derecede obstrüktif uyku apnesi (OSA) olan erkek hastalarda nazal sürekli havayolu basıncı (SHB) tedavisinin kan basıncı ve sol ventrikül yapısı üzerine etkileri incelendi.
Çalışma planı: Şiddetli derecede OSA saptanan 33 erkek hasta altı ay süreyle SHB ile tedavi edildi. Hastaların tedaviye uyumu, SHB’nin her gece en az 3.5 saatlik kullanımı olarak tanımlandığında, 25 hasta (ort. yaş 47.9±8.2) uyumlu (ort. 5.3±1.9 saat), sekiz hasta (ort. yaş 48.6±8.4) uyumsuz (ort. 1.0±0.8 saat) bulundu. Tedavi öncesi ve sonrasında, sol ventrikül yapısı (interventriküler septum kalınlığı, sol ventrikül posterior duvar kalınlığı, sol ventrikül kütlesi, sol ventrikül kütle indeksi) ve fonksiyonunu (E/A oranı, izovolümetrik gevşeme zamanı, mitral akım hızı yavaşlama zamanı, mitral akım propagasyon hızı) belirlemek için ekokardiyografik ölçümler yapıldı ve sistolik ve diyastolik kan basınçları ölçüldü. Tedaviye uyumlu grupta 20 hastada hipertansiyon, 22 hastada diyastolik disfonksiyon, 16 hastada sol ventrikül hipertrofisi (SVH) vardı. Uyumlu olmayan hastaların tümünde hipertansiyon, dördünde diyastolik disfonksiyon, dördünde SVH vardı.
Bulgular: Tedavi sonrasında sistolik ve diyastolik kan basınçları her iki grupta da anlamlı düşüş gösterdi; ancak, bu düşüşler tedaviye uyumlu grupta daha belirgindi (p<0.001 ve p<0.01). Sol ventrikül yapısı ve diyastolik fonksiyonla ilgili göstergelerin tümü tedaviye uyumlu hastalarda anlamlı derecede düzelme gösterdi. Sol ventrikül hipertrofisi dokuz hastada (%56.3, p<0.0001), diyastolik disfonksiyon 11 hastada (%50, p<0.001) iyileşti. Tedaviye uyum göstermeyen grupta ise, sol ventrikül yapısı ve diyastolik fonksiyonla ilgili göstergelerde anlamlı düzelme görülmedi ve SVH’li ve diyastolik disfonksiyonlu hasta sayısında değişiklik olmadı.
Sonuç: Şiddetli OSA’nın SHB ile tedavisi, kan basınçlarını ve sol ventrikül duvar kalınlığını anlamlı derecede düşürmekte ve sol ventrikül diyastolik disfonksiyonu iyileştirmektedir.

OLGU BILDIRISI
7. 
Sessiz inferior miyokard infarkütüsü sonrası gelişen ve kardiyojenik şokla sonuçlanan dev psödoanevrizma ve ciddi mitral yetersizliği
A giant left ventricular pseudoaneurysm with severe mitral regurgitation after silent inferior myocardial infarction resulting in cardiogenic shock
Bayram Bağırtan, Mutlu Vural, Ebru Tırnaksız, Hayrettin Tekümit, Murat Demirtaş
Sayfalar 504 - 507
Altmış yaşındaki erkek hasta, iki haftadır istirahatte ortaya çıkan nefes darlığı ve nabız hızlanması yakınmalarıyla başvurdu. Hastada akut koroner sendrom bulguları olmaksızın ciddi kalp yetersizliği ve akciğer ödemi bulguları vardı. Transtorasik ekokardiyografide sol ventrikülde genişleme, ciddi mitral yetersizliği ve sol ventrikül arka duvarının karşısında, içinde yoğun pıhtı olan, 11x14 cm boyutlarında ikinci bir kalp boşluğu izlendi. Aynı gün yapılan koroner anjiyografide sağ koroner arterin tam tıkalı ve sirkumfleks arterde ciddi daralma olduğu görüldü. Ani gelişen akciğer ödemi ve kardiyojenik şok tablosu nedeniyle hasta acil ameliyata alındı. Psödoanevrizma, içindeki pıhtıyla birlikte çıkarıldı, sol ventrikül miyokard duvarındaki defekt onarıldı ve mitral halka implantasyonu ve annuloplasti uygulandı. Kalp yetersizliği ve azalmış oksijenasyon bulgularının tedavisi için hasta ameliyat sonrasında 22 gün hastanede yatırıldı ve üç ay izlendi.

8. 
İnfektif endarteritli bir olguda geniş duktus arteriyozus açıklığının medikal tedavi sonrası perkütan kapatılması
Percutaneous transcatheter coil occlusion of a large patent ductus arteriosus following medical treatment of infective endarteritis
Ahmet Çelebi, Yalım Yalçın, Cenap Zeybek, Celal Akdeniz
Sayfalar 508 - 511
İnfektif endarterit tanısı konan yedi yaşındaki kız hastada geniş duktus arteriyozus açıklığı (DAA) saptandı. Uygulanan antibiyotik tedavisinden sonra, anjiyografik çapı 4.1 mm ölçülen DAA 8 mm ve 6.5 mm çaplarında ardışık iki coil kullanılarak perkütan yolla kapatıldı. Kateter laboratuvarında çok az miktarda şant görülmesine karşın, ertesi gün yapılan ekokardiyografik incelemede defektin tamamen kapandığı görüldü. İnfektif endokardit komplikasyonu ile birlikte görülen DAA’larda perkütan coil uygulaması, defekt geniş olsa bile etkin ve güvenli bir işlemdir. Bununla birlikte, endarterit tekrarının önlenmesi bakımından şant bırakılmamasına dikkat edilmelidir.

9. 
Koroner sinus elektrodunun koroner ven darlığının stent ile genişletilmesi sonrasında yerleştirilmesi
Implantation of a coronary sinus lead after stent dilatation of coronary vein stenosis
Zekeriya Kaptan, Cemal Özbakır, Özcan Özdemir, İsmet Hisar, Mustafa Soylu
Sayfalar 512 - 514
Konjestif kalp yetersizliği tedavisinde biventriküler kalıcı kalp pili uygulamasının semptomları azalttığı gösterilmiştir. Sol ventrikülün uyarılabilmesi için elektrod koroner sinusun dallarına yerleştirilir. Ancak, hastaların %8-10’unda koroner sinus elektrodunu yerleştirmek mümkün olmamaktadır. Ciddi kalp yetersizliği bulguları ve sol dal bloku olan 57 yaşındaki erkek hastaya biventriküler kalıcı kalp pili yerleştirilmesi planlandı. Anjiyografide posterolateral dalda ciddi darlık olduğu görüldü. Pil elektrodu darlıktan geçirilemedi ve elektrodun yerleştirilebileceği başka bir dal da yoktu. Bölgeye stent konularak darlığın genişletilmesiyle elektrod kolaylıkla posterolateral dala yerleştirildi ve başarılı kardiyak resenkronizasyon sağlandı.

DERLEME
10. 
Koroner arterlerin çokkesitli bilgisayarlı tomografi ile değerlendirilmesi
Evaluation of coronary arteries by multidetector computed tomography
Cihan Duran, Murat Gülbaran, Mecit Kantarcı
Sayfalar 515 - 526
Koroner arter hastalığının değerlendirilmesinde kateter anjiyografi altın standart olarak kabul edilmekle birlikte, asemptomatik ve hafif semptomatik fazdaki koroner arter hastalığının takibi ve değerlendirilmesinde invaziv olmayan görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu açıdan, çokkesitli bilgisayarlı tomografi (BT) teknolojisinin gelişmesiyle, koroner BT anjiyografi koroner arterlerin görüntülenmesinde yüksek potansiyele sahip bir yöntem olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu derlemede koroner BT teknolojisi, klinik uygulama alanları, endikasyonları ve bu konuda yapılmış çalışmalar gözden geçirildi.

OLGU GÖRÜNTÜSÜ
11. 
Sağ atriyumda serbest yüzen trombüs
Free-floating thrombi in the right atrium
Hasan Kocatürk, Mustafa Yılmaz, Cevdet Uğur Koçoğulları, Ednan Bayram
Sayfa 527
Makale Özeti |Tam Metin PDF

EDITÖRE MEKTUP
12. 
Editöre mektup
Letter to editor
Hüseyin Yılmaz
Sayfalar 529 - 530
bu bölümü boş bırakmam gerekiyor zannedersem. boş bırakmamı kabul etmediği için bu bölümü bu şekilde dolduruyorum. saygıularımla.

13. 
Editöre mektup
Letter to editor
Erdem Diker
Sayfalar 530 - 531
Özet yok

DIĞER YAZILAR
14. 
Uzman yanıtları
Answers of specialist
Bingür Sönmez, Tayyar Sarıoğlu, Atıf Akçevin
Sayfalar 533 - 534
Makale Özeti |Tam Metin PDF

15. 
Kardiyoloji Yayınlarında Gündem ve Yorumlar
Comment on cardiology publications
Ertan Ural
Sayfa 535
Makale Özeti |Tam Metin PDF



Journal Metrics

Journal Citation Indicator: 0.18
CiteScore: 1.1
Source Normalized Impact
per Paper:
0.22
SCImago Journal Rank: 0.348

Hızlı Arama



Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi